Aymaz Olduk be Aymazoğlu...  İstiklal Caddesi`nden tünele doğru ilerlediğinizde sol tarafta Muammer Karaca Sahnesini göreceksiniz. Dostlar Tiyatrosu`nun uzun süredir oyunlarını sahnelediği salon şimdi de Aymazoğlu ile Kundakçılarâ€?ını ağırlıyor. ‘Kundakçılar da ağırlanır mı hiç` demeyin. Bunlar korkusuz, dobra, sakin davranışlı görünen tek farkları takıyye yapmamak olan kundakçılar. Bunun gerekçesi olarak da ...çıplak gerçeği söylemek en iyi kandırma yoludurâ€? düsturunu benimsemişler. Gelelim fabrikatör Bay Şeref Aymazoğlu ile kundakçıları buluşturan meseleye: Kentte çıkmaya başlayan yangınlar halkı tedirgin etmektedir. Birtakım insanlar bir şekilde sızdıkları evlerde yangın çıkartmakta ve ortadan kaybolmaktadırlar. Şeref Aymazoğlu da evine ansızın çıkagelen misafir(Tosun) karşısında kuşku duyar, ancak misafirin aba altından sopa gösterir tarzdaki yaklaşımı, aslında düzgün düşünce ifadelerinden etkilenerek onu ağırlama zorunluluğunu gerektirir. Ve bununla beraber olanlara ve olacaklara aymamayı da. İşlerinin yürümesi, ailesine zarar gelmemesi, değirmenin suyunun dönmesi için gereklidir bu aymazlık. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın` denmiştir bu topraklarda ve hala da söylenegelmektedir. Aymazoğlu da oyunun orta yerinde seyircilere yönelir ve sorar: Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?â€? Sahi ne yapardık? İşe böyle bakılınca çatı katına istiflenmeye başlayan bidonlar görülmez, benzin kokusu da duyulmaz olur. Misafirin yanında biten arkadaşı da aynı sofraya buyur edilir umarsızca. Dumanlar yükselmeye, sirenler çalmaya, kafalarda soru işaretleri oluşmaya, ifadelere üç noktalar konulmaya başlayınca aymanın faydası olacak mıdır?  Genco Erkal`ın süsten uzak yalın sahneleyişi ve Aymazoğlu`nu yorumlayışı, Meral Çetinkaya`nın, evin sahibesine giydirdiği safiyane tarz, Erdem Akakçe`nin, fiziksel olarak da başarıyla temsil ettiği laf ebeliğiyle, pişkinlikle ve namussuz cesaretiyle boy gösteren çağdışı yaratık, oyunu, Alman yazar Max Frisch`in yazdığı Bay Biedermann ve Kundakçılarâ€? eserinden yola çıkarak Madımak Oteli katliamına, günümüz aymazlık deryasına getirebilen söylemiyle Türk tiyatrosunun başarılı uyarlamaları arasına sokacaktır. Tolga Çebi`nin özgün besteleriyle oyunun söyleminin daha da kuvvetlendiğini de belirtmek gerekir. Aymazoğlu ile Kundakçılarâ€? bunlardan ve daha fazlasından dolayı yılın kaçırılmaması gereken oyunlarından biri.
Aymazoglu ve Kundakcilar-Ragip Ertugrul
Aymazoğlu ile Kundakçılar
Ragıp Ertuğrul
Aymaz Olduk be Aymazoğlu...
Â
İstiklal Caddesi`nden tünele doğru ilerlediğinizde sol tarafta Muammer Karaca Sahnesini göreceksiniz. Dostlar Tiyatrosu`nun uzun süredir oyunlarını sahnelediği salon şimdi de Aymazoğlu ile Kundakçılarâ€?ını ağırlıyor. ‘Kundakçılar da ağırlanır mı hiç` demeyin. Bunlar korkusuz, dobra, sakin davranışlı görünen tek farkları takıyye yapmamak olan kundakçılar. Bunun gerekçesi olarak da ...çıplak gerçeği söylemek en iyi kandırma yoludurâ€? düsturunu benimsemişler. Gelelim fabrikatör Bay Şeref Aymazoğlu ile kundakçıları buluşturan meseleye: Kentte çıkmaya başlayan yangınlar halkı tedirgin etmektedir. Birtakım insanlar bir şekilde sızdıkları evlerde yangın çıkartmakta ve ortadan kaybolmaktadırlar. Şeref Aymazoğlu da evine ansızın çıkagelen misafir(Tosun) karşısında kuşku duyar, ancak misafirin aba altından sopa gösterir tarzdaki yaklaşımı, aslında düzgün düşünce ifadelerinden etkilenerek onu ağırlama zorunluluğunu gerektirir. Ve bununla beraber olanlara ve olacaklara aymamayı da. İşlerinin yürümesi, ailesine zarar gelmemesi, değirmenin suyunun dönmesi için gereklidir bu aymazlık. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın` denmiştir bu topraklarda ve hala da söylenegelmektedir. Aymazoğlu da oyunun orta yerinde seyircilere yönelir ve sorar: Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?â€? Sahi ne yapardık? İşe böyle bakılınca çatı katına istiflenmeye başlayan bidonlar görülmez, benzin kokusu da duyulmaz olur. Misafirin yanında biten arkadaşı da aynı sofraya buyur edilir umarsızca. Dumanlar yükselmeye, sirenler çalmaya, kafalarda soru işaretleri oluşmaya, ifadelere üç noktalar konulmaya başlayınca aymanın faydası olacak mıdır?
Â
Genco Erkal`ın süsten uzak yalın sahneleyişi ve Aymazoğlu`nu yorumlayışı, Meral Çetinkaya`nın, evin sahibesine giydirdiği safiyane tarz, Erdem Akakçe`nin, fiziksel olarak da başarıyla temsil ettiği laf ebeliğiyle, pişkinlikle ve namussuz cesaretiyle boy gösteren çağdışı yaratık, oyunu, Alman yazar Max Frisch`in yazdığı Bay Biedermann ve Kundakçılarâ€? eserinden yola çıkarak Madımak Oteli katliamına, günümüz aymazlık deryasına getirebilen söylemiyle Türk tiyatrosunun başarılı uyarlamaları arasına sokacaktır. Tolga Çebi`nin özgün besteleriyle oyunun söyleminin daha da kuvvetlendiğini de belirtmek gerekir. Aymazoğlu ile Kundakçılarâ€? bunlardan ve daha fazlasından dolayı yılın kaçırılmaması gereken oyunlarından biri.