Otello-Sertac Ayvaz


www.herkesetiyatro.com 22.05.2006
Sertaç AYVAZ
ATİNALI TİMON
(Oyun Atölyesi)
Festivalden Sıcak Sıcak...

O ESKİ HALİMDEN ESER YOK ŞİMDİ...IZDIRAAP İÇİNDE YORGUNUM ŞİMDİ...

Atinalı Timon, Shakespeare’ nin tam olarak bitiremeyip taslak halinde bıraktığı bir metin olması sebebiyle olsa gerek, Türkiye’deki grupların pek rağbet etmediği bir tekst olarak sahnede var olma şansı pek bulamamıştır.
Tiyatro Atölyesi bu sert ve acı teksti, geçtiğimiz günlerde 15. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde sergiledi. Kemal Aydoğan’ın rejisi ile sahnelenen oyunda rolleri; Haluk Bilginer Tülay Bursa, Mahmut Gökgöz, Cüneyt Uzunlar, Murat Şen, Gürkan Uygun, Sermiyan Midyat, Barış Yıldız ,Öner Erkan ,Toğan Şerif Önay, Barış Aksavaş, Tuna Kırlı, Işık Yönt, Evrim Alasya, Fulya Ceylan paylaşmış.
Çıkar çevrelerinin Atinalı Timon’u leş kargaları gibi didik didik ettikten sonra sırtlarını dönmelerini, dostun düşmanın ayrıldığı kara günde dost bilinenlerin düşman hinlikleri seriliyor gözler önüne. İki perdede de iki farklı Timon’a şahit ediyor seyirciyi Shakespeare...
---------------------------------
Peşinen Öner Erkan ve Barış Yıldız’ı kutlamalı. Unutur da bu genç arkadaşların hakkını yerim diye korkarım. İzlediğiniz zaman siz de bana hak vereceksiniz. Enerjileriyle oyunu hareketlendiren, tempoyu yükseltip seyirciyi kendine getiren performanslarıyla göz dolduruyorlar. Sanki yönetmen de onlara biraz torpil yapıp (!) sahnelerine yaratıcı unsurları bolca serpiştirmiş. Genç arkadaşların içi giderek seyredecekleri bu iki oyuncu, “sanatçıcıkların acınası hallerini” lugatlarıyla, bedenleriyle, ritmleriyle yansıtmayı çok iyi başarmışlar.
İlk perdede çar çur edilen paraları, bol keseden dağıtılan devlet kaynaklarını izliyoruz. Merak ediyorum, izleyici özeniyor mu bu sahnelerde olup bitene...Çünkü yönetmen Timon’u alıp şimdilerin ev partilerine ışınlıyor ...Kadınlar, uyuşturucu, para...Alem, zevk-u sefa...İnsanı yok eden iradesi seriliyor gözler önüne... Lüpçüler, yiyiciler, yediriciler...Tek tek boy gösteriyor sahnede bu perdede... Tahsilatçıların kapı aşındırma seansları oldukça iyi kotarılmış hoş ve spot sahneler olarak dikkat çekiyor ve Timon’ un acınası haline bağlantı kuruyor...
“O eski halimden eser yok şimdi...” nameleriyle karşılıyor oyun sizi ikinci perdede ve üstat çıkıyor sahneye... Replikleri basamak yapıyor kendine, kah tırmanıyor, kah sallanıyor kelimelerin kucağında...Sarmaşıklar gibi dolanıveriyor... Bir ağaçtan bir ağaca hızla uçuyor, nazikçe konuyor bir dala. Usta belli: Haluk Bilginer...Oyunda, Timon’ un içinde bulunduğu yalnız ve acınası hal, hiç de ajitasyon yollarına saptırılmadan mizahın gücüyle aktarılıyor. Haluk Bilginer’ in de bu yolu önerdiğini sezinliyorum. Masa başında yönetmenin kurduğu dünya, oyunu irdeleme ve karakter oluşturma aşamalarında oyuncular tarafından hemen kabul gördüğü meydanda. Bu yüzden sahnede her haliyle uyumlu bir ekip görüyorsunuz. Bu da oyuna yansıyor haliyle...
----------------------------
Acaba izleyiciler oyunun günümüze transferi konusunda ne düşünmüş olabilir.”
Ben, kadınların oyuna montajının abartılı olduğunu, parti sahnesinin genel gidişattan kopuk olduğunu ve final sahnesinin neye hizmet ettiği konusunda şüphelerim olduğunu söyleyeyim. Sanki bir parça zorlama vardı oyunun finale erdiği sahnede. Mutlaka göreceğinizi düşündüğüm için bahsi geçen sahneleri daha fazla açmak sizin seyir keyfinize kast olur. Bence bu nedenle oyunu izleyince bu yazıya bir daha dönüp bakmanız faydalı olur.
Sadık Kahya rolünde Mahmut Gökgöz’ ü, aynı sahneyi paylaştığı oyunculardan ayırmanız hiç zor olmayacak. Oyuna katkısı büyük. Kemal Aydoğan onu seyircinin uzantısı olarak algılatmış. Bizim gibi, o da orada yaşanan her şeyi biliyor, görüyor ama bir türlü gidişatı değiştiremiyor. Yalnız Shakespeare’ in ağır kelimelerinin günümüz sözcükleriyle yer değişmesi işleminde, Kahya’ nın sözcükleri sanki unutulmuş gibiydi.
Asker- Konsey karşılaşması, gönderme içeren formuyla ilginçti...Açılıştaki “clubber mekan olayı” oldukça iyi düşünülmüş bir açılış sahnesiydi...Bu oyunun güncel bir Timon olacağını anlıyor ve alıcı ayarlarınızı 2006’ya ayarlıyorsunuz.
Müzik ve efektlerin çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Dekor tasarımını iyi bulduğumu söylemekle beraber ilk perdedeki dekor değişikliklerini çok anlamlı gelmedi bana. Farklı mekan yaratmak için , parçaların yer değiştirmesi çok mu gerekli diye düşünmeden duramıyor insan. Arkadaki modern sütunlar oyuna çok hoş bir atmosfer kazandırmış. İkinci perdede kullanılan gölge oyunun ise istenen etkiyi verdiğini söylemek sanırım aşırı iyimserlik olur. Yine de efekt ,ışık ve dekor izleyicilere güzel bir sürpriz hazırlamış, etkileneceksiniz.
Oyun sonunda eğlendiğinizi hissedeceksiniz. Farklı bir Timon yorumu izlemek için şimdiden iyi seyirler.
Oyunu merak edenler ve “Festival kaçtı, seneye de çok var” diyenler için iyi haber...Atinalı Timon’u, Mayıs ayının sonunda ve Haziran’ ın başında ,Oyun Atölyesi’nin Moda’ daki salonunda görebilirsiniz.